Türk Medeniyetini Taştan Okumak Konferansı Gerçekleştirildi

Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü ve Sağlık Kültür Spor Daire Başkanlığı Tarih Okulu Topluluğu tarafından düzenlenen, Atatürk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alparslan Ceylan’ın konuşmacı olduğu “Türk Medeniyetini Taştan Okumak” konferansı 01 Mart 2018 tarihinde Üniversitemiz Devlet Konservatuvarı Konferans Salonunda gerçekleştirildi.
Prof. Dr. Alparslan Ceylan 25 yıldır gerçekleştirdiği çalışmalar ışığında katılımcılara bilgiler verdi.
“Türkler tarih boyunca çok geniş bir coğrafyaya yayılmıştır. Yaklaşık 7000 kilometreye yayılan coğrafyadan Moğolistan’dan başlayıp Anadolu’ya kadar uzanan kısmını ele alacağız. Kafkas dağları bizim için oldukça önemlidir. Kafkas dağları Orta Asya’dan Anadolu’ya gelişte adeta bir set gibi yol kesici özelliğe sahiptir. Coğrafya bilgisi olmadan tarih olamayacağını bilmeliyiz. Yaptığımız araştırmalarda çok sayıda koyun, koç motifleri ile karşılaştık. Koyun, koç motifleri sadece Akkoyunlu ve Karakoyunlulara ait mezarlarda görülür diye genel kanaat vardır. Aslında Orta Asya’yı incelediğimizde Türk boylarının olduğu her yerde bunların var olduğunu görüyoruz. Göktürklerde, Kıpçaklarda, Kazaklarda, Uygurlarda yani Türk kültürünün var olduğu her yerde karşımıza çıkıyor. Türk kültürünün önemli damgalarından birisi de Ahlat mezar taşlarıdır. Bu mezar taşlarının üzerinde farklı motifleri görmek mümkün. Mezar taşlarına kılıç, kalkan vb. kahramanlık ifadesi silahlar ve ay-yıldız motiflerini işlenmiştir. Ancak günümüzde bu mezar taşlarının tahrip edilmesi gibi üzücü bir durumla karşı karşıyayız. Örneğin bir hikâye anlatılıyor ve bu hikâye kulaktan fısıltı olarak yayılıyor. Mezara altınlar koyulduğu ve gidip o altınların çıkarılabileceği söyleniyor. Böylece kendi kültürümüze ait mühürleri bize tahrip ettiriyorlar. Aslında bunun Türk kültürünün ortadan kaldırılması için yapıldığını bilemiyoruz. Mezarlarımızı, kıymetli kültür varlıklarımızı bu şekilde yok ediyoruz. Türk tarihinin önemli unsurlarından biri olarak da kaya resimlerini görebiliriz. Bu çerçevede kaya resimlerini incelemeye Anadolu’dan başladık. Anadolu ile sınırlı kalmayıp Kafkaslara, oradan Kazakistan, Kırgızistan derken kendimizi Moğolistan’da bulduk. Türk tarihini araştıracak bilim insanları sadece Anadolu ile sınırlı kalmamalıdır. Eğer Anadolu’nun tarihini araştırmak istiyorsanız Kafkasları, Orta Asya’yı ve Moğolistan coğrafyasını iyi bilmek, iyi etüt etmek zorundasınız. Kaya resimleri açısından Kırgızistan kaçınılmaz bir araştırma yeridir. Bu bağlamda kaya resimlerinin bulunduğu Saymalıtaş bölgesi önemli ölçüde dikkat çekmektedir. Tarihi kaya resimleri üzerinden anlamak isteyenler için Saymalıtaş önemli örnekler ile doludur. Saymalıtaş bölgesinde yer alan Cunni mağarasında yaptığımız çalışmalarda 12 Oğuz boyunun damgaları ile Uygurlara ait izlere rastladık ve bunlar ile ilgili çalışmalara devam ediyoruz. Anadolu’ya dönecek olursak Erzurum’da Şenkaya bölgesinde bulduğumuz kaya resimlerinde ren geyikleri karşımıza çıkmaktadır. Ren geyikleri, Anadolu’da yaşamış bir tür değil Orta Asya’da karşımıza çıkan bir türdür ancak resimlerde Orta Asya’daki örnekler ile birebir örtüştüğünü görüyoruz. Yaptığımız araştırmalarda en ilginç örneklere Kars Kağızman Geyiklitepe’de rastlıyoruz. Dağ keçileri, ren geyikleri ve tuzak sahneleri son derece önemli resimler. Ama bizim için en önemli unsurlardan biri burada bulduğumuz Göktürk yazıtlarıdır. Bu yazıtlardan birinde av için çıkılan mücadelenin başarılı dönmesi için dua metni, diğerinde ise hastalıklardan korunmak için yapılmış yazıt yer almaktadır. Bunlar Anadolu’daki Göktürklere ait son derece önemli yazıtlardır.” dedi.
 
Ek Resimler
Bu içerik 07.03.2018 tarihinde yayınlandı ve toplam 314 kez okundu.